Örneklemeler ve tespitler; hem yerel hem de küresel planda somut karşılığı olan anlatımlardır.
Çoğaltılabilir, düzeltilebilir ve eksiltilebilirler. Ortalama olarak bir anlam yüklenmesini arzu ederim.
-İnsanlık yapmak istiyoruz ama muhatap nitelikli insan bulmakta zorlanıyoruz.
-Ağacın kovuğunda yalnız mı yaşayacağız artık?
-İnsan ve insana dair ne varsa ya gömmüşüz, ya bozmuşuz, ya da kirletmişiz.
-Ve bu duruma somut tanıklık etmesinler diye, hayvanlara da yaşam hakkını çok görüyoruz.
-Felsefe, genel ve kapsayıcı düşünce üretemiyor. Mantık, tutarlılık ve nitelik eksikliğimiz var.
-Üretilenleri bile içselleştirecek canlı sayısı çok az.
-Dini inançlar, ahlâk ve adalet üretmekte ve uygulamakta yetersiz kalıyor.
-Hukuk ilke, kural ve kurumlarıyla, adalet ulaşamıyor.
-Bilim, insanlığın hayrına, barışçıl teknoloji sunamıyor.
-Devletler; denge, denetim, adalet, özgürlük, üretim ve dayanışmada etkin rol alamıyor.
-Toprak, karın doyuramıyor.
-Su verimli kullanılamıyor.
-Hava yeterli ama kir, zehir ve mikrop taşıyor.
-İş var fakat çalışanlar yetersiz.
-İş gücü var ama uygun, yerel planda iş yok.
-Şükürler olsun, metre kareye üç düşünür/şair/yazar düşüyor fakat okur sayısı çok az.
-Sosyal medya, yazılarla dolup taşıyor, sosyallik ve toplumsal bilinç, sıfıra yakın.
-Konuşan bir ülke istiyoruz amma biz konuşurken susup hazır ola geçen bir toplum kurguluyoruz.
-Zeki insanları seviyoruz fakat bizden zeki ve çalışkan birisini tehlike olarak görüp; her türlü kurnazlık ve politik ayak oyunlarıyla pasif hale getiriyoruz.
-Köy sayısı çok fakat üreten çiftçi az.
-Bazı köyler; ekmek, yumurta, un, süt ve sebzeyi şehirden satın alıyor.
-Üniversite sayısı çok fakat bilim ve teknolojik somut bir üretim yok.
-Canlı çok, insan az.
-İnsan çok, anayasal yurttaşlık bilinci zayıf.
-Anayasa var fakat içeriği sıkça değişmekten onun da kafası karışık.
-Edebiyatımız kuvvetli fakat edepten yoksun yönlerimiz de var.
-Kardeşlik, dostluk yaygın ama inanç, tarikat, parti, menfaat, haz, şatafat ve kadeh merkezli birliktelikler, geçici bir çekim gücüne dayalı.
-Üç tarafımız denizlerle çevrili fakat balıkçılık yetersiz, deniz yoluyla ulaşım bir alternatif oluşturmuyor. Kendini boğulmaktan kurtaracak kadar yüzücü sayısı az.
-Dört mevsim güneş alan bir ülkeyiz. Güneşten elektrik üreten santrallerimiz, güneşi az gören Almanya’ya göre çok az.
-Nüfus artış oranımız azalınca, göçmen stoğu ile bu açığı kapatmaya çalışıyoruz.
-Tarih, medeniyet, turizm ve doğal güzellik zenginiyiz. Fakat iç ve dış turizm hareketi ve kapasitemiz, yeterli düzeyde değil.
-Nitelikli personelimizi, beyin göçü ile ülke dışına kaçırıyoruz. Dışardan daha niteliksiz personel almayı başarı zannediyoruz.
-Fındık, çay, tütün, ceviz, kiraz vb. ürünlerin yoğunluklu üretim merkeziyiz. Fakat bu ürünlerin uluslararası ticaret borsası yurt dışında.
-Antidemokratik ve adaletten yana sorunlu bir sisteme karşı çıkanların bilgi, birikim, bilinç, altyapı ve donanımlarını inceleyiniz. Birçoğunun, mevcut noksanlıkları bile hak edecek bir düzeyde olmadıklarını görürsünüz.
Elbette ki; sizlerin de tespit etmiş olduğu çelişkiler yumak olmuştur. İlave olarak toplumun bilgi ve faydasına sunmak isterseniz yazının altına yorum olarak ekleyebilirsiniz.
Samsun, 26.08.2024
Ali Rıza Malkoç
arm.web.tr
BİR YORUM YAZINIZ