Bilim, felsefe ve evrensel hukuk bilinci; mantıklı sorular sormanın ve hakkaniyetli, tutarlı cevaplar vermenin giriş kapısıdır.
İlgi, bilgi ve uğraşı alanımız ne olursa olsun; buralardan da yeterince beslenmemiz gerekiyor.
Hele hele hukuk felsefesi/sosyolojisi/metodolojisi öğretilerinin hakkını vermeden geliştirilen; iddia, savunma ve hükümler, şüpheyi de bünyesinde
barındırır. Tatminkar değildir. Vicdani kanı, meri’yet ve meşruiyetten uzaktır.
Her konu ve olguyu “dindar bilinç” ile yorumlayanların anlayacağı bir dille de yorumlayalım: “abdestsiz kılınan namaz gibi butlandır.”
Bir de üretim, ekonomi ve günlük siyasetten bir sorgulama yapalım.
“Kendi kendine yetebilen, üretim faktörleri kusursuz bir tarım ülkesi” olduğumuz iddia ediliyor.
Bu iddia ve tespit, hangi zaman aralığı için geçerli bilemiyorum ama şu soruyu herkes kendine sormalı ve cevabını aramalıdır:
Savaş halinde olan Ukrayna ve Rusya’dan; ” Aman ne olur, tahıl koridorunu kapatma aç kalırız.” diye sık sık talepte bulunmak;
-Ne kadar insanîdir?
-Ne kadar ahlakîdir?
-Ne kadar mantıklıdır?
-Ne kadar tutarlıdır?
-Ne kadar milliyetçiliktir?
-Ne kadar anayasaldır?
-Ne kadar milli menfaat içerir?
-Ne kadar bilimseldir?
-Ne kadar üreticinin yanında olmaktır?
Önce biz sormamız gerekmez mi komşularımıza: “savaşıyorsunuz, üretemezsiniz, ekmek, un lazım mı?” diye.
Nasıl bir cevap zinciri üreteceğinizi bilemiyorum fakat karar, uygulama ve planlama zincirinin bir halkası olsaydım;
inanın mahcup olur, vicdan azabı duyar, yerin dibine girer ve görevimden ayrılırdım.
Herkes kendine yakışanı yapar, neyle besleniyorsa onunla yol alır.
Selam, sevgi, aşk ve muhabbet ile
Hayırlı Pazarlar
Samsun, 05.08.2023
Ali Rıza Malkoç
arm.web.tr
BİR YORUM YAZINIZ