Bir değişim furyasıdır aldı başını gidiyor. Umduğunu bulamayan, mağlup olan, kaybeden, zarar edenler; değişimin büyülü dünyasına kapağı atıyorlar.
“Değişmeyen çöker, değşmeyen batar, yok olur” sloganları, her sorunu çözebileceğine inanıyorlar.
Elbette değişime karşı değilim. Ancak bu bir son durak, kurtarıcı el, tek reçete olarak görülmemeli. Ancak sürecin bir parçası olabilir.
Yoksa bakanlar; “eşek aynı eşek ama semeri değişmiş o da pek yakışmamış” derler.
Bilim, bilgi, gözlem, sentez, tahlil, denetim, ARGE, inovasyon, değişim, gelişim, etkileşim, iletişim, toplumsal fayda vb. süreç zincirinin bir parçasıysa değişim, elbette gerekli ve önemlidir.
” Gömleğini değiştirmeyen yılan yaşayamazmış” beni ısıracaksa, yaşamasın zaten.
Değişimin bireysel ve toplumsal karşılığı da önemlidir.
Bir de değişimi, zarar ettiğimizde hatırlıyorsak, en büyük cehalet ve gaflet budur. Eşekten düşen Nasreddin Hoca’nın, “zaten inecektim” demesine benzer bu.
Evet eskiyeni değiştirelim, yenisini doğru seçelim. Akıl ve bilimin yolu budur.
Fakat eski olmasaydı, yeni de olmazdı. Ona olan vefamız nostaljik bir obje düzeyinde kalmamalıdır.
Bursa, 20.07.2023
Ali Rıza Malkoç
arm.web.tr
BİR YORUM YAZINIZ